Kimse anlamadı zaten.
Sende anlamazsın biliyorum.
Ama hatrın var senin anlatayım sana da
Sonuçta sayende konuşmuşluğum var O'nunla.
Elleri vardı küçücük, çok az tutabildim onları.
Gözleri vardı ela yeşili.
Onlara çok baktım ama doyamadım hiç.
Saçları asimetrikti sadece ona yakışırdı o saç modeli.
Bir tek o cesaret edebilirdi öyle bir kesim yapmaya.
Kendi sesini pek beğenmezdi.
Bense malumundur hep duymak isterdim, bir keresinde küçük bir şarkı söylemişti.
O Pollyanna olurdu ben Werther.
Çok farklı kahramanlardık belki ama yepyeni bir masal yazıyordum ikimiz için.
Sonra bir gün bir şey oldu.
Bilmiyorum.
Sıkıldı bir gün "git" dedi.
"Hiç tanışmamışız gibi ol."
Daha önce duyduğum hiçbir kelime bu kadar acıtmamıştı canımı.
Kapattım kendimi kendimi hücreme çok ölmek istedim bir türlü yapamadım.
Galiba çok beceriksizim haklısın.
Şimdi merak ediyorsundur biliyorum.
Evet, evet onu hâlâ seviyorum.
Çok aptalca geliyor sana bu öyle değil mi ?
"Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku"
Sen anlamazsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder